Türkiyemin bitmek tükenmez havuz problemi yeni bir faciaya yol açmak üzere. Büyük şehirlere ( özellikle İstanbul ve İzmir’e ) bir türlü yapılamayan havuzlar kulüpleri ve sporcuları çok zor şartlar altında çalışmaya itiyor. Kendi havuzunu yapma gücü olmayan kulüpler genellikle önceden inşa edilmiş havuzları; gerek tamamını gerek kulvar halinde tahsis veya kiralama yöntemi ile kullanabiliyor.
Bu; kulüplere var olabilme imkanı verirken yanında bir takım sorunları da getiriyor. Sorunların en başında kiralama yapılan yerlerin şartları kendi lehine değiştirme isteği, sözleşmelerin süreli olması, süre bitiminde havuzu olmayan yüzme kulübü gibi absürt bir durumda kalakalmak gibi baş edilmesi çok zor şeyler geliyor.
Bunun son örneğini ülkemizin başarılı Anadolu kulüplerinden DEU YÜZME yaşıyor maalesef.
Çeşitli yaşlarda yüzlerce sporcusu olan DEU YÜZME -ki sporcu sayısı olarak ayrıca taktir edilmeliler- havuzunu kullandığı DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ tarafından haksız ve mantıksız gerekçelerle havuzsuz bırakılmak üzere.
Sezon arasında “tadilat” bahanesi ile -ki gerek olmadığı belirtiliyor- kullanım alanından çıkartılmak üzere olan kulüp, sporcuları ve velileri ile birlik halinde Üniversite Yönetimine karşı onurlu bir direniş göstermeye çalışıyor.
Aldığım duyumlara göre karar Rektör Yardımcısı tarafından verilmiş. Bu kararın eğitimci kimliğine sahip biri tarafından verilmesi; verilirken de çocuklara, sporcu çocuklara vereceği zararın hiç düşünülmemiş olması ayrıca bir iç sızısı nedeni.
Aşağıda kulüp velilerinin ortak sesini duyacaksınız. Sizlerden ricam; Üniversite Yönetimine Deu’nun yalnız olmadığını göstermek adına mümkün olan her sosyal medya aracında bu yazıyı #havuzumadokunma etiketi ile paylaşmanız.
Uzaktan az görünsek de ben sizlerin ne kadar büyük bir güç olabildiğinizi biliyorum.
Sevgilerimle,
Berna Çetin Kavili
Yüzücü Annesi
Dokuz Eylül Üniversitesi Gençlik ve Spor Kulübü’nde lisanslı olarak yüzen ve milli takım seçmelerine katılmaya hak kazanmış bir sporcu velisiyim.
Kulübün sabah 05:00 da başlayıp gece 22:00 lere kadar süren yoğun ve tempolu antrenman programı, özverili çalışmalar sonucunda çok başarılı sonuçlar elde etmesi, haklı olarak ön plana çıkmasını sağlamıştır. Öyle ki, bölgemizden ve farklı illerden gelecek vadeden sporcular, antrenörler kulubümüzde yer almak için katılım sağlamakta ve değerimize değer katmaktadırlar.
Çoğunluk 8-15 yaş gurubu olan başta yüzme ve diğer spor dallarındaki tüm sporcuların önce ülke, sonra bölge ve olimpiyat hedefleri bulunmaktadır. Takdir edersiniz ki zorlayıcı sabah akşam antrenmanları ve devam eden okul faaliyetleri, sporcu öğrencilerimizin yüksek motivasyonu ve elde ettikleri başarılarla mümkün olmaktadır.
Özellikle bölge ve milli takım barajlarına yaklaşmış, antrenman ve okul temposu artmış ailelerin programı her gün 05:00 de başlayıp 21:00 de bitmekte, sosyal hayata sıfıra yakın zaman bırakmaktadır. Bundan şikayetçi değiliz, çünkü 5 yıldır içinde bulunduğumuz bu hayat tarzı bizim seçimimizdir.
Aileler olarak bu tempodan tek beklentimiz, Türkiye adına ulusal ve uluslararası başarılara imza atmaktır. Bunun için maddi ve manevi her türlü desteği hem bizler, hem de devletin kurumları sağlamaktadır.
Tüm bu gurubu neredeyse sıfırdan oluşturan, sistemi kuran, ona bir ruh kazandıran, aileleri bir araya getirip sinerji yaratan kıymetli teknik personel, antrenör, memur ve işçisiyle Dokuz Eylül Üniversitesi Gençlik ve Spor Kulübünün yarattığı sportif başarılar, maddiyat odaklı bazı kişi ve kurumların ağzını sulandırmıştır.
Son aylarda kulübümüz hakkında ispatlanması mümkün olmayan asılsız iftiralarla, soyunma odalarında kimler tarafından yapıldığı halen bulunamayan hırsızlık olaylarıyla yoğun bir karalama kampanyasıyla karşı karşıyayız. Amaç hali hazırdaki yönetimi kötüleyerek, ülkemizin ismini başarılarıyla duyurmak üzere olan kulübü ahlaksızca yok etme girişimidir.
Her türlü siyaset ve ranttan uzak, spora ve sporcuya hakettiği değeri veren, onu el üstünde tutan kulüp personelimizin rant uğruna yok edilmesini değil, destek olunmasını, onlara da hakettikleri değerin verilmesini istiyorum.
Bu ülke için yapılan iyi şeylerin mutlaka cezalandırıldığı, bitirildiği, yok edildiği bu duruma lütfen dur deyiniz.
Tüm bu uyarılara rağmen olur da kulüp el değiştirirse, öncesi ve sonrasını kıyasladığınızda sporumuza çok büyük bir darbe vurulduğunu göreceksiniz. Bunu engellemek öngörülü, sağduyulu ve objektif karar vericilerin elindedir.
Dokuz Eylül Üniversitesi Gençlik ve Spor Kulübü’ne sahip çıkmak, Türkiye’ye sahip çıkmaktır.
Sevgili Yüzücü Anneleri, Adım Memduh Kansuk. Şu anda başka bir klüpte yüzen ama DEÜ ile hala gönül bağı olan bir master yüzücüyüm. Yanlış bilmiyorsam da hala klübün üyesiyim. Yaklaşık 4 yıl önce “2020 Olimpiyatlarında bir DEÜ’lü yüzücü” amacı ile sevgili Erkan Günay ve 4 kişilik çekirdek bir kadro ile çalışmaya başladık. Sprocu, antrenman, seyahat, kamp, ödül yönetmelikleri hazırladık. Klubün anayasasını hazırlamak için çalıştık. Aidat ve diğer gelirleri kayıt altına alıp düzen getirdik. Gelir elde etmek için (o zaman yoktu) t-shirt,bone vb malzemeler yaptıralım, havuzda bir kafe oluşturalım istedik. Şans eseri tanıştığımız bir kadın macar hoca ile görüşmeler yaptık. Veli toplantıları yaptık. Macar hoca için üniversitede yabancı misafir hoca kadrosu ayarlamaya çalıştık. Üniversite ile olan görüşmeleri Erkan Hoca yürüttü. Hesaplarımıza göre havuzun gelirlerimiz tüm giderleri rahat rahat karşılıyordu ve çalışmalarımız çok hızlanacak ve peşinden sportif başarılar gelecekti. Son olarak onay almak için rektör yardımcısına çıktık. Kendisi ile tanıştık. Erkan hoca beni tanıştırırken “klübümüzün master yüzücüsü” deyince rektör yrd.cısı “ben sana master takımı istemiyorum kapat demedim mi ? havuzu kapatırım bak ! personel yüzer orada” diye Erkan Hoca’ya çıkıştı. Ondan sonra da zaten havanda su dövüp çıktık. “yabancı hoca istiyorsanız maaşını veliler ödesin”, “kola ve bisküvi otomatlarını da kaldırın oradan” dedi. Aylar süren çalışmalarımız kocaman bir HİÇ ile sonuçlandı. Zaman içerisinde kişiler değişmiş ama zihniyet değişmiyor bir türlü. Sonrasında klüp olarak havuzun kirasını biz ödeyelim havuza talip olalım, kiracı olalalım dedik ama ona da cesaret edemedik. Zaten bürokrasiyi de geçemezdik sanırım. Haa yabancı hoca ne mi oldu ? 2 ay çalıştı. Maaşını da klubün oradan buradan artan parası ve aramızdan bir arkadaşımız kendi cebinden ödedi.
Bu sadece bir havuz meselesi değil bu bir zihniyet meselesi. İyi ile kötünün, ileri ile geri nin mücadelesi.
Memduh Kansuk
BeğenBeğen
mrb bizde bursada aynı sorunla karşı karşıyayız o kadar tesis içinde yalovada yarı finale çıkan çocuklarımıza antreman icin havuz yok şu an eğitim gördükleri atıcılar olimpik havuzu tadilat nedeni gösterilerek bir ay süre ile kapatıldı buda spora ve sporcuya önem vermeyen bir toplum olduğumuzu gösteriyor üzülerek belirtiyorum yani belki cocuklar ülkemizi temsil edecek sporcular yetişecek ama buna engel olmayın ülke spor ve sporculara ihtiyacı var yeni gençlik ve sağlıklı gençlik icin
BeğenBeğen